100. Yılında Lozan Barış Antlaşması’nın Bilinmeyen Detayları

Written by on 1 Ağustos 2023

24 Temmuz Cumhuriyet’in dönüm noktalarından Lozan Barış Antlaşmasının 100. Yılı kutlandı. Bu tarihi antlaşmanın günümüzde hala gündemde olmasının nedenleri arasında asılsız bilgiler yer alsa da bilim insanlarının birleştiği ortak nokta Lozan’ın dönemin şartları içinde bir başarı olduğu şekilde. Kültür Sanat Ajandası’na konuk olan İstanbul Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Eminalp Malkoç, İBB Yayınları’ndan yayınlanan 100. Yılında Lozan Barış Anlaşması kitabını anlattı.

4 yıllık bir çalışmanın eseri
50’yi aşkın yazarın Lozan Barış Antlaşması’nı farklı boyutlarıyla ele alan 100. Yılında Lozan Barış Antlaşması kitabı İBB Yayınları’ndan çıktı. Kitap fikrinin 2018’de Toplumsal Tarih dergisi için hazırladıkları Lozan özel dosyası üzerine ortaya çıktığını söyleyen Doç. Dr. Eminalp Malkoç, 2019’da kitap için çalışmalara başladıklarını belirtti: “Hazal Pabuççular, Ahmet Gülen, Çağla Tağmat da kitabın editörleri olarak yer aldı. Bunun dışında başka akademisyen arkadaşlarımız adeta kitabın fahri editörleri oldu. Zaman içerisinde de kitabın içeriğine dair fikirler canlandı, bölüm paylaşımları yapıldı. Ve ortaya 1328 sayfalık bu çalışma ortaya çıktı.”

İsmet Paşa başkanlığında Lozan Türk heyeti.

Türk subayları mücadele kararı aldı
Lozan Barış Antlaşması’na giden tarihsel süreci anlatan Malkoç, “Anlaşma öncesine baktığımızda aşağı yukarı 150 yılın birikimin sonucu olduğunu görüyoruz. Bir yandan Fransız Devrimi’ne, bir yandan Sanayi Devrimi’ne kadar uzanan bir süreç var. Birinci Dünya Savaşı sonrasında da bir Versay Düzeni ortaya çıktı. Bu düzende savaşı kaybeden İttifak Devletleri olan Almanya’ya Versay, Avusturya Saint-Germain Antlaşması’nı, Macaristan Trianon Anlaşması’nı, Bulgaristan ise Neuilly Antlaşması’nu imzaladı. Bu anlaşmalar arasında bir tek, Osmanlı’nın imzalandığı Sevr Antlaşması yürürlüğe girmedi. Çünkü önce Mondros Ateşkes Antlaşması ile sonrasında Sevr ile ortaya çıkarılan Osmanlı Devleti yaşama imkanı olmayan asimilasyona açık bir ülke ortaya koyuyordu. Ve bunun öncesinde de Trablusgarp, Balkan Savaşlarına kadar uzanan bir mücadele devri var. Düşünün 10 yılı aşkın süredir savaştıktan sonra Mondros ve Sevr ile birlikte hiçbir şey elde edilemeyen bir mücadele var. Çünkü başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Türk subayları, halkla birlikte mücadeleye devam kararı aldılar” şeklinde konuştu.

 

İnönü, Kuvayi Milliye’den düzenli orduya geçişte büyük rol oynadı.

“İnönü bu toprağın değerini en iyi bilen kişilerden biri”
O dönem Almanya gibi yüzde 100 okuma yazma oranına sahip bir ülkenin dahi böyle bir mücadele içine girmediğini söyleyen Malkoç, Almanya’nın Türklere ve Atatürk’e olan hayranlıklarının bir nedeni olarak da Kurtuluş Savaşı’nda verilen mücadele ve elde edilen zafer olduğunu belirtti. Malkoç Lozan Barış Antlaşması’nda heyet başkanı olarak neden İsmet İnönü’nün seçildiği sorusunu ise şu şekilde cevapladı: “İsmet İnönü’ye baktığımızda diplomasinin kurallarını diplomatlar kadar bilmiyor. Buna rağmen Mudanya’da önemli bir deneyimi elde etmişti. Başarılı da olmuştu. Ama İtilaf Devletlerinin ve diplomasinin kurallarını bilmemesi biraz Türkiye’nin avantajı olacaktır. Bunu da duruşunu sağlam tutmasını sağlayacaktır. Ve elbette Lozan’ın başarı olmasında Mustafa Kemal Atatürk gerçeği var. Onun strateji ve yönlendirmeleri söz konusu. Bunu göz ardı etmemek gerekir. Tabii bu durum da İsmet Paşa’yı hafife aldığımız anlamına gelmiyor. Çünkü İnönü, Batı Cephesi Kumandanlığı, Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir isim aynı zamanda düzenli ordunun da kurucu. Bu topraklar için mücadele etmiş biri olarak toprağın, ülkenin ve insanın değerinin en iyi bilen kişilerden biri olması bakımından İsmet İnönü’nün seçilmesi gayet doğal.”

 

 

“Lozan gerçekçiydi”
Lozan Barış Antlaşması’nın Sevr ile karşılaştırıldığında bir “galipler platformu” olduğunu belirten Malkoç, “Türkiye adına, yenilmiş bir devletin uzlaşmaya, hesaplaşmaya ve dünyadaki konumunu belirlemeye çalıştığı bir ortamdan söz ediyoruz. Lozan’ın en önemli yönlerinden birisi gerçekçi politikalara dayanması. Öz yurdun sınırlarını ve ulusun çekirdeğini oluşturan Misak-ı Milli’nin çekirdeğini de büyük ölçüde bünyesinde barındırıyordu. Aranan ve istenen barışın sağlanması bakımından Lozan çok önemli bir yer taşıyor” şeklinde konuştu.

100. Yılında Lozan Barış Antlaşması

İBB Yayınları

1328 sayfa

2023

 

 

 

 

Ahmet Çağatay Bayraktar‘ın sunduğu Kültür Sanat Ajandası’nı buradan dinleyebilirsiniz:


Current track

Title

Artist

Türkiye'nin ilk ve tek kurumsal internet radyosu

Background