Ülke Sınırında Aklın Kenarında

Written by abayraktar on 8 Ağustos 2022

Sertaç Yumun’un ilk romanı Kenara Yakın, sürükleyici anlatısı ile yalnız bir insanın kendiyle yüzleşmesini ve arayışını, bir şehrin panoraması üzerinden veriyor.

Hiçbir yere ait olamamış, hiç kimseyle birlikte olamamış bir karakterin, Ruhi’nin kendini var edebilme isteğinin hikayesini sunuyor Kenara Yakın. Yaşamda kendine bir giysi bulabilmek adına çabalayan Ruhi’nin en sonunda kendisine verilen kiralık katil giysisine uyma çabası, kurban adayı Habil’i adım adım izlerken iç dünyasına yaptığı yolculuk kitabın yazarı tarafından sürükleyici bir üslupla veriliyor.

Etiketlere Sıkışmış Bir Karakter

Yazarın dünyaya dair gözlemleri Ruhi’nin karakterini tarif ederken dile geliyor: “Ruhi askere gitmeden çalıştığı işler içinde en çok özel güvenlik işini sevmişti. Bu işi sevmesinin nedenleri arasında giydiği üniformanın yeri tartışılmazdı. İnsanlar üzerinde belli ölçüde de olsa yarattığı tahakkümü fark etmiş, bu sonradan birtakım davranış bozukluklarına yol açacak kadar hoşuna gitmişti.” İzin günlerinde bile üniformasını çıkarmayan Ruhi, kuryelik, garsonluk, tekstil işçiliği, otobüs muavinliği ve araba tamirciliği gibi işlerde çalıştıktan sonra öykünün konusu haline gelen macerası otogarda Servet isimli bir tamirci ile tanışması sonrası başlıyor. Servet’in Ruhi’yi kiralık katil olarak tutup Edirne’ye Habil’i öldürmek üzere göndermesi ile ana karakterimizin kendiyle yüzleşme süreci de başlıyor. İlk defa gittiği Edirne’ye dair tarihi detayları Ruhi ile birlikte okuyucunun da öğrenmesi, nahif bir şekilde gerçekleşiyor. Yazar memleketi olan Edirne’ye dair ayrıntıları didaktik dile kaçmadan bir dekor olarak sunuyor.

Göçmenler de Sınırda

Böylece okuyucunun roman mekanını betimlemesini de kolaylaştırıyor. Kitabın zaman olarak günümüzde geçtiğinin en önemli göstergesi göçmenler. Son 10 yılda Türkiye’den Avrupa’ya artan göçmen hareketinin önemli geçiş noktası olan Edirne’de yaşananlar konunun arka planında sunuluyor. Şehir sakinlerinin yaşadıkları ve düşündükleri, göçmenlere dair ayrıntılar romanın yazıldığı döneme şahitlik etme görevi üstlendiğini gösteriyor. Yeni bir şehirde kendi içindeki yolculuğu da süren Ruhi, bu zamana kadar tanışmadığı aşk ve sevgi duygularını da yaşıyor.

Bir Şüphe Üçgeni

Öldüreceği adamın karısı Leyla’nın cesur bir adımla Ruhi’yle tanışması ve sonrasında yaşananlar Ruhi’nin şüphe ve korku ile geçen günlerine aşkı da ekliyor. Bu üçgen içinde geçen günlere Servet’in ona yardım için gönderdiği Ateş’in de dahil olması Ruhi’nin kendisine tuttuğu aynaların sayısını artırıyor. Bu anlamıyla yazar, karakter tahlili ile karakterin zaman içindeki değişimini de gerçekçi bir üslupla veriyor. Göçmenler kentine dönüşmüş Edirne’de geçen bu kendini sorgulama hikayesini kenara yakın bir insanın sevgisizliği ile veriyor.