Masumiyet İçin Geç Kalmak

Written by on 29 Ağustos 2022

Yazar Michael Connelly Güneşin Karanlığında kitabı sadece bir polisiye değil, adalet sistemine yönelik eleştiri getiriyor. Kitap için sıradan bir polisiye demek eseri tanımlamak için yeterli değil. Kitap hem hukuka bakış hem de olay örgüsünün derinliği bakımından güçlü bir drama sunuyor. Gündeme hakim olan bir okur için eserdeki hukuk eleştirisi ise sadece Birleşik Devletlerle sınırlı değil…

Avukatların ana karakteri olduğu kitap ve eserleri ayrıca seviyorum. Hukuk insanı olmanın vermiş olduğu sistematik düşünme gerekliliği, bir yandan adalet sistemindeki aksaklıklara tanık olmanın duygusal yükü… Güneşin Karanlığında ise kurmaca eserler için cazip olan dramatik karakter gerekliliğini fazlasıyla yerine getiriyor. Michael Connelly’in 2005’te kaleme aldığı ve Türkçede ilk olarak 2011’de okuduğumuz Güneşin Karanlığında, Los Angeles’ın önde gelen avukatlarından Mickey Haller’in dünyası Ayrıksı Kitap ile tekrar raflarda. Önceki baskıda 2011 tarihli kitaptan uyarlanan aynı isimli filmin afişi kapakta yer alıyordu. Bu baskıda ise ceza avukatı Haller ile özdeşleşen Lincoln ile romanın karakterlerinden biri sayılabilecek Los Angeles’tan bir silüet yer alıyor. Sahip olduğu Lincoln’ün arka koltuğunda tüm işlerini yürüten ceza avukatı Mickey Haller ile tanıştığımız serinin ilk kitabında Haller’ın, avukat olan babası sayesinde bu mesleği tercih ettiğini öğreniyoruz. Ve mesleğine dair en çok korktuğu durumu da öğreniyoruz: “Masum birinin masumiyetini anlayamamak”.

Tüm Şehirde Dört Tekerle

Lincoln marka lüks arabasıyla Los Angeles’in dört bir yanında dolaşan bir ceza avukatı Mickey Haller. Bir ceza avukatının günlük hayatı içerisinde cezaevlerine, müvekkillerinin bulunduğu çete üyeleriyle ve mahkemeler arasında geçen günlerde Haller’in karakterini de öğreniyoruz. Gününün tamamını neredeyse Lincoln arabasında geçiren Haller, tüm görüşmelerini bu aracın içinde yapıyor. Tüm bu rutin, barda tanıştığı bir kadını taciz iddiasıyla tutuklanan Bevelly Hillsli genç bir emlak komisyoncusu olan Louis Rouley’in kendisini avukat olarak tutması ile değişiyor. Davanın başında sadece “kaymaklı” bir müşteri bulduğunu düşünerek sevinen Haller, zaman ilerledikçe masum olanının ummadığı biri olduğunu keşfediyor.

Her bölümün başında hukuk sisteminin içinden bir kişi olan Haller’in avukatlar dünyasına dair verdiği ipuçları da bulunuyor. Kendisini yüzyıllardır işleyen “hukuk makinesi”nin bir çalışanı olarak gören Mickey Haller, Lincoln’üne ve lüks takım elbiselerine rağmen bu şatafata kendini kaptırmıyor: “Hukuk sistemi insanları, hayatları ve parayı öğüten çok büyük paslı bir makineydi. Ben sadece teknisyendim. Bu makineye girip bozuk yeri onarmakta ve karşılığında bana gereken şeyi çıkarmakta uzman olmuştum.”

Terazideki İlişkiler

Başkarakterimiz Haller, hukuk sistemine sadece işi ile bağlanmış bir avukat değil, eski eşleri de bu paslı makinenin teknisyenleri arasında. Tek çocuğunun annesi olan Maggie bir savcı olarak eski eşine mesafeli durmak istese de, daha düzenli bir hayat kurmak isteyen Haller ile ilişkisi gelişiyor. Asistanı olan Lorna’yla kısa süreli bir evlilikten sonra hala çalışmaya devam ediyor. Haller’ın ikisiyle olan ilişkisi adalet terazisinin iki kefesindeymişçesine ilerliyor.

Connelly, bir ceza avukatının hislerini ve sisteme bakışını canlı bir şekilde veriyor. Yazar hukuk eğitimi almamış; fakat kitabın teşekkür bölümünde bilgisinin derin olmasının sebebini anlıyoruz. Romanın final bölümü ve teşekkür ettiği avukatlarla tanışma hikayesinin birbirine benzerliği, yazarın nükteli tarafını da gösteriyor. Tekrar basılmasına sevindiğim bu kitap, polisiye olarak adlandırılsa da klasik bir polisiyenin çok ötesinde sağlam kurgusu ve hukuk sistemine olan eleştirel bakışıyla okuyucuyu içine alıyor. Hukuk eğitimi alan okuyuculara ise sistemde hoşuna giden her şeyi tüketmiş olan Haller şu mesajı vermeden geçemiyor: “Hukuk fakültelerinde öğrencilere aşılamaya çalıştıkları ulvi değerler, yargılama sisteminin, gerçeği araştırmanın kutsallığı gibi kavramlar antik dönemden kalan heykellerin yüzleri gibi aşınmış, erozyona uğramıştı. Dayandığı şeyler ise uzlaşmaydı, yontaydı ve manevra becerisiydi.” Hukuka inanmayan bir avukatın yaşamını görebileceğimiz Mickey Haller serisinin ilk kitabı okuyucuya bu gibi paragraflarıyla sıradanın ötesinde bir polisiye eser vaat ediyor…

Michael Connelly Mickey Haller Serisi 1: Güneşin Karanlığında Çeviren: Esat Ören Ayrıksı Kitap


Current track

Title

Artist

Türkiye'nin ilk ve tek kurumsal internet radyosu

Background