“Türkiye’de Gastrodiplomasi Hareketi Başlamalı”
Written by Ece Çokal on 11 Nisan 2023
Güzel İşler programına konuk olan Gastrodiplomasi İnisiyatifi Temsilcisi Ünal Dölek Türkiye’nin gastrodiplomasi alanında eksikliklerini sıralayarak, yapılması gerekenler anlattı. Dölek, “Türk mutfağı diğer dünya mutfaklarına göre oldukça ileriyken mutfağımızı yeterince tanıtamıyoruz” dedi.
Son günlerde mutfak sanatlarında yeni bir kavram, gastrodiplomasi revaçta. Ülkelerin mutfak kültürlerini başka ülkelerde de tanıtmak için çalışmalarını kapsayan gastrodiplomasi Türkiye için de büyük bir önem taşıyor. Bu yönüyle gastrodiplomasi sadece ülke yönetimlerinin değil, farklı ülkelerdeki insanların da algısını olumlu yöne çekmek için bir araç olarak kullanılıyor. Gastrodiplomasiyi bu anlamda “yumuşak bir silah” olduğunu söyleyen Gastrodiplomasi İnisiyatifi Temsilcisi Ünal Dölek, gastrodiplomasinin çıkış noktasını anlattı: “Temelde Yunanca bir kavram olan gastrodiplomasiyi ilk olarak 2002’de Tayvan etkili bir şekilde kullandı. Dünya çapında Tayvan mutfağını temsil eden 5 bin restoran varken bu sayı kısa zamanda 13 bine çıktı. Günümüzde ise her ülke için bu kavramın etkili olduğunu görüyoruz. Örneğin ABD ve Küba’nın resmiyette hiçbir bağları yok ama ABD’de birçok Küba mutfağı var. Bu sayede Küba hakkında bilgileri oluyor ve bu ülkeye sempati beslemeye başlıyorlar. Nitekim araştırmalara da bu durum yansıyor. Bir ülkenin mutfağını deneyen kişilerin yüzde 55’i o ülkeye sempati besliyor. Yüzde 85’i ise mutfağını denediği ülkeyi ziyaret etmek istiyor”.
Türkiye’nin coğrafi konumu yönünden şanslı olduğunu vurgulayan Dölek, “Mezopotamya’dayız ve başta hayat ve medeniyet olmak üzere her şey burada başladı. Dünyada da iki mutfak kültürünün etkisi var: Anadolu ve Çin mutfağı. Anadolu mutfağı, Mısır, Yunan ve Roma mutfağını etkiliyor. Bugün Avrupa mutfağında Roma mutfağından etkileri görmek de mümkün” dedi.
Türkiye Gastrodiplomaside Geride
Türk mutfağının da geniş bir coğrafyayı etkilediğini ve çok kültürlü bir yapıya sahip olduğunu belirten Dölek, “Japon, Kore, İtalyan ve Fransız mutfağının dünya çapında etkili olduğunu görüyoruz. Türkiye’de de gençler Japon ve Kore mutfağına çok ilgili. Türkiye ise çok geniş bir açılım içinde değil. Yurt dışında Türk mutfağının temsilcilerinin yeteri kadar çok olduğunu düşünmüyorum. 15-20 yıl içinde çok başarılı şeflerimiz oldu. Bu şeflerimizin yeteneklerini kullanmamız lazım. Yurt dışında Türk mutfağını temsil eden lokantaların açılması lazım. Daha çok et kültürünün öne çıkarıldığını görüyoruz. Halbuki bu topraklarda yetişen ürünlerin yine bu lezzetleri taşıyan yemeklerin yer alması gerekiyor. Lokantanın isminden çalışanların giydikleri kıyafete kadar her detayda Türk mutfağı temsil edilebilir” şeklinde konuştu.
Dizilerle Türk Mutfağını Tanıtabiliriz
Gastronomi İnisiyatifinin toplumu bilinçlendirme hedefleri olduğunu söyleyen Dölek, “Devlet destekli, yurt dışında restoranlar açmak istiyoruz. Türkiye’de mutfağımızın kalitesinin yansıtan işletmeler var. Bu işletmelerin yurt dışında da mutfağımızı temsil edebileceğini düşünüyorum. Ve Türk dizileri, dünya çapında başarılı. Bu dizilerimize Türk mutfağını katabiliriz. Türk mutfağı sadece döner ve kebap çeşitlerinden ibaret değil. Gastrodiplomasi sadece yurt dışı için değil ülkemiz için de önemli. Çünkü ne yersek oyuz. Ve yeni nesil, balık ve etin de dengeli olarak yer aldığı, yemekleri yerlerse daha güçlü ve sağlıklı gençlerimiz olur. Ve mutfağındaki tariflerin yeni nesillere de aktarılması gerekiyor. Çünkü yeni nesil maalesef reçeteleri uygulamıyor, dışarıdan yeme alışkanlığına yöneliyor” dedi.
Programın tamamını buradan dinleyebilirsiniz: