Hukuki Açıdan Vasiyetname

Gülay Güner ve Av. Hüsnü Özkarayel’in hazırlayıp sunduğu Herkes İçin Hukuk, hukuki okuryazarlığını artırmak için her hafta farklı bir konuyu işlemeye devam ediyor. Bu haftanın konusu vasiyetnamenin hukuki yeri oldu.

Hukuki olarak bireyin son isteklerini içeren vasiyetname kişinin öldükten sonra uygulamaya koyuluyor. Resmi olarak, el yazılı ve sözlü olmak üzere üç tipte düzenlenebilen vasiyetnamenin sağlıklı değerlendirilmesi için tarihi ve saati belli olması hukuki açıdan kolaylık sağlıyor. Av. Hüsnü Özkarayel, “Vasiyet düzenlemelerinde daha çok uygulanan kişinin notere giderek amacını sözlü olarak açıklaması, noterin de bu talepleri kağıda dökmesi. Vasiyet eden kişinin imzalanması sonrasında memur da vasiyeti onaylar. Kişinin yanında iki şahit bulunması gerekir. Tanık kişilerin de güvenilir olması önemli. Miras bırakılan kişi tanık olamaz. Eş ve çocuklar da tanıklık edemez.”

El Yazısı Gerekiyor

Vasiyetin yazılı olarak da düzenlenebileceğini ifade eden Özkarayel, yazının vasiyet eden kişinin el yazısı ile olmasının önemli olduğunu belirtti: “Yazılı vasiyetname yazan kişiler bir nevi geleceğe mektup yazar gibi vasiyeti kaleme alabilir ve hukuktan da anlamayabilir. Fakat belirli veya tahmini bir tarih belirtilmesi çok önemli. Herhangi bir tarih belirtilmemişse veya bu konuda bir tespit yapılamamışsa el yazılı vasiyetname geçersizdir.”

Sözlü Vasiyet Belirsizliklere Açık

Sözlü vasiyetnamenin afet, salgın gibi mücbir sebeplerle oluşturulabileceğini dile getiren Özkarayel, “Devlet dairelerinin kapalı olduğu olağanüstü hallerde, kişinin hastalık durumunda sözlü vasiyetname bireyin yanındaki iki kişinin tanıklığı ile gerçekleşir. Bu iki kişi vasiyeti kağıda geçirdikten sonra sulh hukuk mahkemesine götürür. Belirsizliklere açık olduğu için sözlü vasiyetnamenin kullanılmasını tercih etmiyoruz.”

Vasiyetname konusunun işlendiği Herkes İçin Hukuk programının tamamını buradan dinleyebilirsiniz: