Prof. Dr. Selim Badur Radyo Gedik’te COVID’19’a dair Yeni Gelişmeleri Anlattı

Füsun Saka ile İyilik Sağlık’ın bu haftaki konuğu İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda 25 yıl görev yapan Prof. Dr. Selim Badur oldu. Aynı zamanda Fransa Bilimler Akademisi üyesi Badur koronavirüs üzerine yapılan güncel çalışmaları ve aşı üzerindeki son gelişmeleri Radyo Gedik dinleyicileri ile paylaştı.

Konukları ile sağlıklı yaşamın izini süren Füsun Saka ile İyilik Sağlık programına İstanbul Tıp Fakültesi’nde 1995-2015 yılları arasında Viroloji ve Temel İmmünoloji Bilim Dalı başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Selim Badur konuk oldu. Pandeminin başından itibaren 6 milyon insanın hayatını kaybettiğini anlatan Badur, “bazı kişiler, Covid-19’un sıradan bir enfeksiyon olduğunu düşünse de veriler bu iddiaların tam tersi” John Hopkins Üniversitesi’nin görülen vaka sayısı üzerine ülkeler arasında yaptığı sıralamaya göre Türkiye 14 milyon vaka ile 8. Sırada. 93 bin kişi ise yaşamın yitirdi. Prof. Dr. Selim Badur, Koronavirüsün diğer solunum yolu hastalıklarından farkını şu şekilde anlattı: “Grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklar sadece solunum yolunu etkilerken, SARS-COV 2 solunum yolları ile birlikte deriden beyine farklı bölgelere etki edebiliyor.”

Uzun Kovid Vakaları Var

“COVID-19, uzun süreli etkisiyle diğer solunum yolları hastalıklarından ayrılıyor. Şimdi de uzun dönem COVID olgusu var. Hastalığı atlatan ve iyileşen kişilerde, 3 ila 6 ay arasında süren uyku sorunları, baş ağrısı ve nefes darlığı yaşanabiliyor. Bir kısım insanda görülen bu sorunlar uzun dönem Covid olarak adlandırılıyor. Obezler, kalp rahatsızlığı olanlar ve belli yaşın üzerinde olan kişilerde Covid riski fazla olduğu gibi bağışıklık sistemi zayıf olanlarda hastalık daha ağır seyredebilyor. Klinik durum, kişinin yaş, bağışıklıklık ve diğer hastalıklara göre değişebiliyor.”

Toplu Bağışıklık Zor

Badur, sürü bağışıklığını da açıkladı: “Hastalığı bir kez geçirmek, bir daha geçirilmeyeceği anlamına gelmiyor. Aşılar virüsü almamızı ve virüsü yaymamıza da engel olmuyor. O halde sürü bağışıklığı ile pandeminin biteceğini söylemek mümkün değil. Omicron varyantında hastalık daha hafif seyrediyor, ölüm oranları düşük fakat yayılım hızı fazla. Bundan dolayı Omicron varyantının pandeminin bitişine yol açacağını söylemek oldukça iyimser. Aşılamaya rağmen hastalığın devam etmesi eleştirilse de, aşılamada oranlara bakmak gerekir. Tüm dünyada 10.4 milyar doz aşı kullanıldı. Dünya nüfusunun yüzde 62.5’i tek doz aşı oldu. Türkiye’de de oran yüzde 62. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı oranlar ise yüzde 80’i geçiyor. Hastalık geçirenler bir daha hasta olmam diyerek dikkat etmezse tekrar hasta olma ihtimali var. Hastalık sonrasında 4 ila 6 ay arasında antikor miktarı kalıyor, sonrasında ise antikor miktarı düşüyor.”

Pratik Testlere Rağbet Edilmemeli

Aşı karşıtlığının toplumdan topluma yüzde 30 ila 40 arasında değiştiğini söyleyen Badur, “Bu oran salgının bir an önce bitmesi önünde bir engel. Zaman içerisinde alternatif tıp ile çözümler üretilmeye çalışılsa da bilimsel anlamda bunların bir anlamı yok.  Şu anda yapılan “pratik” olarak adlandırılan antikor testlerinin bilimsel bir yönü yok. Avrupa’da bu testlere rağbet edilmiyor fakat Türkiye’de maalesef yaygın.”

Aşıların Karşılaştırılması Yanlış

Aşıların etkilerini paylaşan Badur, “A aşısı, B aşısından daha koruyucudur söylemine katılmıyorum. Batıdan gelen aşılara daha çok güven var. Burada önemli olan antikor üretimi ve antikorların etkili olması. Mrna aşıları teknik açıdan daha yeni fakat daha etkili olup olmadığı konusunda araştırmalar sürüyor.” Aşıların yan etkilerine yönelik açıklamalarda bulunan Badur, “Aşılama sonrasında rahatsızlık oluşması milyonda 10 ila 20 civarındadır. Fakat aşının direkt olarak kalp rahatsızlıklarına yol açtığı açıklaması yanlış. Bilimsel açıdan da yapılan denemelerde ve klinik araştırmalarda koronavirüs aşılarının yan etkilere sahip oldukları yanlış bilgiden kaynaklanıyor.”

Prof. Dr. Selim Badur’un konuk olduğu Füsun Saka ile İyilik Sağlık programının tamamını buradan dinleyebilirsiniz: