100. yılında İstanbul’da Atatürk’ün Cumhuriyet rotası
Written by Radyo Gedik on 25 Ekim 2023
Cumhuriyetin kuruluşunu 29 Ekim’de kutlasak da Cumhuriyet’in kuruluş aşaması 1923’ten daha önceye dayanıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün İstanbul’dan Samsun’a yola çıktığı tarih olan 16 Mayıs 1919’dan itibaren yeni bir ülkeye ve cumhuriyete giden adımların birçok ayağı İstanbul’da şekillenmişti.
Beşiktaş’ın önemli kültür sanat rotalarından biri olan Akaretler’de bir Mustafa Kemal evi olduğunu biliyor muydunuz? Akaretler Yokuşu 36 numarada yer alan evi annesi Zübeyde Hanım, kız kardeşi Makbule Hanım ve manevi oğlu Abdurrahim Tunçak için 1912’de kiralayan Mustafa Kemal Paşa, bazı zamanlar Balkan ve I. Dünya Savaşı sürecinde İstanbul’da bulunduğu kısıtlı zamanlarda bu evde kaldı. 3 katlı ve 540 metrekare boyutundaki bina, Dolmabahçe Sarayı çalışanları için yaptırılan sıra evler şeklindeki lojmanlardan birini oluşturuyor. Kuşbakışı bakıldığında W şeklinde planlanan bu toplu konut projesinin yapımına ise Ocak 1875’te Sultan Abdülaziz’in fermanıyla başlandı. Osmanlı’da toplu konutun önemli örneklerinden biri olan Akaretler’in mimarı ise Beylerbeyi Sarayı, Adile Sultan Sarayı, Çırağan Sarayı ve Pertevniyal Valide Sultan Camii gibi birçok yapının mimari Sarkis Balyan’dır.
3,5 yıllık ayrılık bu evde başladı
Girişinde “Atatürk, 1’inci Cihan Savaşı’nda düşmana karşı İstanbul’u koruyup kurtaran, Çanakkale Müdafii, Anafartalar Kumandanı Mirliva Mustafa Kemal Paşa iken bu evde kiracı olarak kalmıştır” yazılı ev günümüzde Atatürk Müzesi olarak ziyaret edilebiliyor.
Ev sadece Cumhuriyet düşüncesinin değil, gerçekleştirilecek devrimlerin de temelinin atıldığı bir merkez konumundaydı. Mustafa Kemal Paşa, dilbilimci Ferdinand Saussure ile bu evde tanıştı ve ileride hayata geçireceği Dil Tarih Kurumu’nun ilk nüvelerini burada attı. Ayrıca 16 Mayıs 1919’da 9. Ordu kıtaatı müfettişi olarak görevlendirildiği Samsun’a yola çıkmadan önce ailesiyle vedalaştığı evdir. Mustafa Kemal’i Kız Kulesi açıklarında bekleyen Bandırma vapuruna binmeden önceki gerçekleşen görüşmeden yaklaşık 3,5 yıl sonra annesi Zübeyde Hanım ile görüşebilecektir.
Kurtuluş fikrinin yetiştiği ev
Mustafa Kemal Atatürk, annesi, kız kardeşi ve yaveri ile Aralık 1918’den, Mayıs 1919’da Samsun’a doğru yola çıkıncaya dek bu evde yaşamıştır. Atatürk’ün anılarında, pembe dış cephe boyasından dolayı ‘pembe ev’ olarak geçen ev, İnkılap Müzesi olarak da bilinmektedir. Mustafa Kemal Paşa, Samsun’dan hareketle tüm Anadolu’yu kapsayan “Anadolu İhtilali”nin temelini de bu evde gerçekleştirdiği görüşmelerle attı. Aynı fikri paylaştığı arkadaşlarıyla uzun süren toplantıları bu evde gerçekleştirdi. İzmir Valisi ve Milletvekili Tahsin Uzer’in eşi Hatice Mediha Hanım 1924 yılında evi satın aldı. Ev, 1928 yılında İstanbul Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülmek üzere satın alındı Müze, dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar tarafından 1942 yılında ‘Atatürk İnkılabı Müzesi’ adı ile ziyarete açıldı. Yapı, 1977 yılında statik onarıma alınmış, Atatürk’ün 100. doğum yılı olan 1981 yılında ‘Atatürk Müzesi’ olarak yeniden faaliyete geçmiştir. 2014 yılında restore edilen müze, günümüzdeki haliyle 2015’te tekrar hizmete girdi.
Harbiyeli 1283 Mustafa Kemal
Harbiye’de bulunan Askeri Müze, Manastır Askeri İdadisinden mezun olan genç Mustafa Kemal’in İstanbul’daki ilk rotası oldu. Harbiyeli Mustafa Kemal, okul defterine 1315 Duhullülere Mahsus Künye Defteri’ne “Selanik’te Koca Kasım Paşa Mahalleli gümrük memurlarından müteveffa Ali Rıza Efendi’nin mahdumu uzun boylu, beyaz benizli Mustafa Kemal Efendi Selanik 96” olarak kaydedildi. Makedonya’dan ilk kez ayrılarak İstanbul’a gelen Mustafa Kemal, askeri eğitimin yanında payitahtın durumunu, sosyal ve kültürel yaşamı ilk kez gözlemleme olanağı buldu. Askeri ve stratejik bilgisini geliştirmenin yanında Fransızcasını ilerletmek için Fransız bir öğretmenden ders aldı. Paris’ten özgürlük ve bağımsızlık fikirlerini içeren Jön Türk gazetelerini ile Fransızca gazetelerini getirterek arkadaşlarına anlatıyordu. Bunun yanında sıradan bir askeri öğrenci olarak değil; yabancı dil, şiir, dans, hitabet gibi alanlarda da kendini geliştirerek akademiden mezun oldu
Müze ve kültür merkezi olarak ziyaret edilebiliyor
10 Ekim 1846 yılında Sultan Abdülmecid tarafından Mekteb-i Fünûn-u Harbiye-i Şahane olarak açılan Askeri Müze binası, Atatürk’ün de 1899-1905 yılları arasında öğrenim gördüğü önemli bir eğitim kurumuydu. Tarihi özellik taşıyan askeri envanterin sergilendiği müze aynı zamanda sanat sergilerine de ev sahipliği yapıyor. 1985 yılında müzeye dönüştürülerek ziyarete açılan binada Mustafa Kemal Atatürk’ün Harp Okulu’nda geçen öğrenim hayatı anısına müzedeki bir salon Dönemi’ne uygun olarak düzenlenmiş ve Harbiyeli Atatürk Sınıfı olarak ziyarete açıldı.
1908 yılında Osep Kasapyan tarafından yaptırılan yapı, Art Nouveau üslubu ile tasarlandı. Dört katlı olan yapının girişi, cephede, kuzey yönde yer almaktadır. Yapının orta aksında cumba çıkması görülüyor.
Müzede, tarihi belgeler, kitaplar, Atatürk’ün kişisel eşyaları, üniformaları, fotoğrafları, el yazısı belgeler, hatıra eşyaları sergileniyor. Ulu Önderin eşyalarının yanı sıra, önemli ressamların eseri olan yağlı boya tablolara da yer verilmekte.
Hem yazlık hem de bilimsel toplantıların merkezi: Florya Köşkü
İstanbul Belediyesi tarafından 1935 yılında açılan proje yarışmasını kazanan mimar Seyfi Arkan’a yaptırılan Florya Köşkü, Mustafa Kemal Atatürk’ün denize ve denizciliğe olan ilgisinin de bir yansıması niteliğinde. Atatürk’ün ilgisiyle önem kazanan Florya sahiline yaptırılan köşk, yazlık bir konut olarak deniz tabanına çakılan sütunlar üzerine inşa edildi ve karaya bir köprüyle bağlandı. Köşkü son olarak 28 Mayıs 1938’de ziyaret eden Atatürk, siyasi ve bilimsel toplantıları için de Florya Köşkü’nü tercih etti.
16 Eylül 1988 tarihinde Milli Saraylar’a devredilen köşk, restorasyonu tamamlandıktan sonra tarzına uyacak dönem eşyası ile donatılarak Atatürk Müzesi haline getirildi.
Pera Palas’ta tarihi karşılaşma
130 yıllık tarihinde Agatha Christie, Alfred Hitchcock, Kraliçe II. Elizabeth, Greta Garbo, Zsa Zsa Gabor, Şah Rıza Pehlevi gibi önemli isimleri ağırlayan ve halen faaliyette olan Pera Palas Müzesi’nin en değerli ismi şüphesiz Mustafa Kemal Atatürk oldu. Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiliz işgali altındaki İstanbul’da işgal kuvvetlerinin en çok vakit geçirdiği yerlerden biri olan Pera Palas Otelinde Cumhuriyet tarihi için önemli bir karşılaşma da meydana gelir. Başta işgal kuvvetleri komutan General Harrington olmak üzere üst düzey askerlerin yer aldığı Orient Bar’a giren Mustafa Kemal’i kendi masalarına “ev sahibi” sıfatıyla davet etmek isterler. Daveti üzerine Mustafa Kemal ise “Her ne kadar şu anda İstanbul’un sahibi onlar gibi görünse de yakında gidecekler. Bu nedenle kendileri burada misafirdir. Bizde de misafirler ağırlanır. O yüzden arzu ederlerse onlar benim masama buyurabilirler!” şeklinde cevap verir. O dönemde Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşı’nda gösterdiği başarıyla Anafartalar Kahramanı olarak anıldığını ve “Fahri yaverân-ı hazret-i şehriyâri” ünvanlarına sahip olduğunu da eklemek gerekir. Bu anı canlandırmanıza Netflix yapımı Pera Palas’ta Gece Yarısı dizisi de yardımcı olabilir.
Atatürk’ün kaldığı oda da kişisel eşyaları ile muhafaza edilmiş şekilde günümüze aktarıldı. Sehpanın üzerinde duran dönemin Ulus, Cumhuriyet gibi gazetelerinin katlı durması, odanın hala Atatürk tarafından kullanıldığını hissettiriyor. 101 numaralı Atatürk Müze Odası, dileyen herkes tarafından her gün 10.00-11.00 ve 15.00-16.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Parkta gerçekleşen Harf Devrimi
Adını hemen yanında yer alan Topkapı Sarayı’ndan alan Sarayburnu, Cumhuriyet’in önemli kazanımı olan Harf Devrimi’nin de bizzat Atatürk tarafından halka duyurulduğu bir nokta. 9 Ağustos 1928 gecesi İstanbul’da Sarayburnu Parkı’nda düzenlenmiş bir şenlik sırasında, Harf Devrimini Atatürk şu sözlerle halka duyurdu: “Arkadaşlar, güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz. Bizim güzel ahenkli, zengin dilimiz yeni Türk harfleri ile kendini gösterecektir. Lisanımızı muhakkak anlamak istiyoruz. Bu yeni harflerle pek çabuk bir zamanda mükemmel bir surette anlaşacağız ki, Milletimizin yazısıyla kafasıyla bütün medeniyet aleminin yanında olduğunu gösterecektir. Vatandaşlar, yeni Türk harflerini çabuk öğreniniz. Bütün millete, kadına, erkeğe, köylüye, çobana, sandalcıya herkese öğretiniz.” Atatürk’ün dediği çıkmış, “çobandan sandalcıya” her yurttaş yeni harfleri kolayca öğrenmişti. Dönemin hükümetinin en az 5 yıl sürmesini öngördüğü devrim aşamalarıyla birlikte 6 ay gibi kısa bir sürede gerçekleşmişti.
Yakın zamana kadar içinde bulunan Atatürk heykeli ile bakımsız durumda olan Sarayburnu Parkı, İBB tarafından tekrar düzenlenerek kullanıma açıldı.