Deep Fake Mağdurlarının Yapması Gerekenler Neler?

Teknolojinin gelişmesi ve yaşamımıza sunduğu imkanların yanında hayatımızın alışılagelmiş kurallarını da değiştiriyor. Yapay zeka ve algoritmalar ile derin öğrenme imkanı tanıyan deepfake kavramını ortaya attı. Deepfake algoritması sayesinde bir kişinin fotoğrafı gerçeğe yakın mimiklerle ve sesle canlandırılabiliyor. Bu sayede yüzün manipülasyonu mümkün olabiliyor. Bu teknoloji animasyon film yapımcılığında kolaylık sağladığı gibi kötü niyetli kişilerin kullanımında ise hukuki mağduriyetler doğurabilecek sonuçlar ortaya çıkarabiliyor.

Türkiye’de Deep Fake’e Yasak Yok

İstanbul Gedik Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri tarafından hazırlanan Hukukun Sesi programına konuk olan Av. Adem Akkır, Deepfake kullanılarak gerçekleştirilen yasa dışı olaylara karşı yapılabilecek hukuki çözümleri anlattı. Deepfake teknolojisinin başlangıçta gözle anlaşılabilecek düzeyde olduğunu fakat zaman içerisinde gerçekle ayırt edilemeyecek kadar geliştiğini söyleyen Akkır, “Deep fake kullanımını yasaklayan bir mevzuat dünya çapında yok. Sadece ABD’de birkaç eyalette kullanımı kısıtlayıcı kanunlar var. Türkiye’de ise bir yasak bulunmuyor. Fakat kişiliğin korunmasına ilişkin hükümlerin ihlal edilmesi durumlarında yasal süreç başlatılabiliyor” dedi.

Türkiye bireylerin biyometrik verisinin izinsiz kullanımına ilişkin engelleyici mevzuatlar olduğunu vurgulayan Akkır, “Kişinin sesi ve fotoğrafları biyometrik veri kapsamına giriyor. Bu veriler ise Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na göre izne bağlı olarak kullanılabiliyor.  Eğer bireyin kişisel haklarını zedeleyici bir durum söz konusuysa Bilgi Teknolojileri ve İletişimi Kurumu bir gün içinde içeriğini kaldırabiliyor” şeklinde konuştu.

İçeriklerin Kaldırılması İçin İzlenmesi Gereken Yollar Neler?

Deep Fake ile izni olmadan sesi ve görüntüsü kullanılan kişilerin izlemesi gereken hukuki yolları anlatan Akkır, “Sulh ceza hakimliklerinden, böyle bir riske karşı önleyici tedbir alınması, süregelen riski önlemek ve kişileri tespit etmek için talepte bulunulabilir. İçeriği üreten kişiler hakkında tazminat davası açılabilir. En başta sosyal medya yönetimlerinin, bu tür şikayetleri aldıkları mecralar var. Buradan şikâyet edilerek ilk adım atılabilir. Kişi bu içerikle ilgili şikayette bulunmazsa savcılık res’en harekete geçmez, anca toplumu ilgilendiren bir konu olursa savcılıklar res’en harekete geçer” dedi.

Programın tamamını buradan dinleyebilirsiniz: