KAYHAN KARLI: SINAVA HAZIRLANAN GENÇLER İÇİN ZOR BİR YIL OLACAK
Written by Radyo Gedik on 24 Şubat 2023
Hande Demirel ile Deprem Özel yayınına katılan Eğitimci ve Yazar Kayhan Karlı, çocuklar ve gençler için eğitimin iyileştirici etkisine değinerek, depremzede çocukların eğitimlerine önem verilmesi gerektiğini söyledi. Karlı, lise ve üniversite sınavına hazırlanan depremzede gençlerin izlemesi gereken yolları sıraladı.
6 Şubat’ta gerçekleşen iki depremin ardından depremden etkilenen 11 ilde hayatın normale dönmesi için çalışmalar sürerken, nasıl bir yol izleneceğine dair tartışmalar devam ediyor. Deprem bölgesindeki çocuk ve gençlerin eğitim hayatlarına nasıl devam edeceği de büyük önem taşıyor. Hande Demirel ile Deprem Özel yayınına katılan Eğitimci ve Yazar Kayhan Karlı, deprem döneminde eğitim sürecini anlattı. Karlı’nın konuşmasında öne çıkan konu başlıkları şu şekilde;
Çocuklar Bir Araya Gelmeli
“Deprem bölgesinde her yaş grubundan çocuğun bulunduğu düşünülerek bu çocuklara eğitim verecek ortamın sağlanması önem kazanıyor. Çünkü çocuklar ve gençler için okula gitmek, akranlarıyla bir araya gelip sosyalleşmelerine olanak tanıyan da bir zemin oluşturuyor. Bu açıdan normal okul sürelerinde olmasa da kademeli olarak, günü birkaç parçaya bölerek özellikle küçük çocukların birbirleriyle oyun yoluyla bir araya geldikleri ortamlar yaratmak zorundayız. Ebeveynlerin yas süreci ve gelecek kaygısı yaşadığı bu süreçte kendilerinden ricam çocuklara kısa sürede de olsa bu oyun ortamını sağlamaları.”
Öncelik Hedef Belirlemek
“Sınavlara hazırlanan öğrenciler için müfredatlar hafifletildi. Hem liselere hem de üniversitelere girişte birinci dönemin sonuna kadar olan konular sınavda yer alacak. Yaşanılan sürecin ağır olduğunun farkındayım fakat üretmeyi ve çalışmayı bırakırsak yaşamaktan vazgeçmiş sayılırız. Elbette yas ve acılar hiçbir zaman kaybolmayacak ama yasımızın üzerine sevgi, birlik, dayanışma, empati, gelişim, başarı ve kendini geliştirmek gibi değerleri koyabiliriz. Türkiye’de deprem bölgesinden yaklaşık 100 bin öğrencinin başka illere nakli sağlandı. Bu gençlere önerim hedeflerinden vazgeçmemeleri, neler istediğini ve ellerindeki kaynakları nasıl değerlendirebileceklerini kendilerine sormaları. Gençlerin duygusal dirençlerini artırmak için önce hedeflerini ve kaynaklarını iyi tespit etmeleri öncelikli.”
Başarı Potansiyeli Korunmalı
“Lise ile üniversite sınavları arasındaki farklılığı unutmamak gerekiyor. Lise sınavına sadece bir kez girilebiliyor. Müfredatın azaltılması demek sınavın kolaylaşması anlamına gelmiyor. Öğrenciler mevcut başarı potansiyellerini koruyamıyorsa bile 40-50 puan altına da düşmemeleri önem taşıyor. Eğer 470 puan olan bir liseyi hedefliyorsanız, 450 ile 490 arasındaki öğrencilerin birbirine yakındır. Ama normalde 450 puan alan bir öğrenciyseniz, 380 puanlara düşmeniz başarı performansınızda düşüklük var demektir.”
Temel Bilimlere Yönelin
“Üniversite sınavı ise hayat boyunca birçok kez girilebiliyor. Eğer kendilerini bu yıl için hazır hissetmiyorlarsa sırf okumak için bir üniversiteye yerleşmek yerine gerçekten kendilerine uygun, gelecek hedeflerinize uygun üniversite ve bölümleri gençler tercih etmeli. Eğitim döneminin başında da söylemiştim, gençler hedeflerini temel bilimlere doğru yönlendirsin. Çünkü değişen dünyada hızlıca gelişen ve hızlıca kaybolan meslekler görüyoruz. Örneğin yapay zeka hayatımızın birçok yerindeydi fakat bu yıl ilk kez ChatGPT sayesinde yapay zekayı hayatımızda somut bir şekilde yer aldı. Yakın gelecekte de yapay zeka ile çalışan makinaların birçok mesleği saf dışı bırakacağını da hesap etmek gerekiyor. Ondan dolayı teknoloji ve gelişimle uyum sağlanmalı. Örneğin temel bilim olan mühendislik tüm teknik değişimlere uyum sağlayabilir. Ekonomiden tutun sosyolojiye kadar sözel ve sayısal alanda birçok temel bilim, geleceğe uyum sağlayabilecek alanlar. Unutulmamalı ki gelecekte meslekler değil işler olacak, gençler yaşamları boyunca farklı işlerde çalışacak. Bunun yanında bilişim ve dijital alanda sertifika programları da gençleri destekleyici olacaktır.”
Açık Liseler Yeterli Katkıyı Sunmaz
Son dönemde artışa geçen açık liseler hakkında görüşlerini paylaşan Karlı, “Açık liseler, zamanın ruhunu anlamayan bir modeldir. Ve eğitimimizdeki en büyük sorunun liselerde olduğunu kabul etmek gerekir. Özellikle lise çağındaki gençlerin diğer kuşaklardan farkı özerklik istemeleri ve kendilerini duyurma çabaları. Ve gençler okul yönetiminde yer almak istiyor. Örneğin yemek çıkan bir okulda öğrencilerin yemekleri seçmelerine izin vermek, seçmeli derslerde isteyen öğrencilerin istedikleri dersi seçmelerine olanak tanımaları, gençlerin kendilerini ifade etmesi için bir fırsat” şeklinde konuştu.