HAFTALIK KÜLTÜR SANAT ETKİNLİKLERİ
Written by Ece Çokal on 18 Mart 2025
Ortaya Karışık
Sergi
Sergi Salonu
Yasemin Keserli Ergök
“Ortaya karışık; sergimin ilk adımlarını atarken. Bu aynı zamanda benim de başlangıcım… Gelin ortaya karışık hazırladığım karma sergimi beraber tadalım.”
Ücretsiz
18 Mart Ve Çanakkale Muharebeleri
Sergi
3.Kat Fuaye Alanı
Alman Gunter arşivinden ve Osmanlı arşivinden, Muzaffer Albayrak’ın katkılarıyla düzenlenen fotoğraf ve belgelerin yer aldığı 18 Mart Ve Çanakkale Muharebeleri Sergisi’ne davetlisiniz.
Ücretsiz
Sanat Ve Sanat Felsefesi
Konferans
Konferans Salonu
Anadolu Aydınlanma Vakfı
Anadolu Aydınlanma Vakfı 2024-2025 sezonuna her hafta farklı konukların yer alacağı Sanat Ve Sanat Felsefesi seminerleri ile devam ediyor.
Ücretsiz
Medea
Tiyatro
Alan Sahne
Dor Production / Medea
Euripides’in oyunundan
Yazanlar: Kate Mulvany, Anne-Louise Sarks
Yöneten: Hira Tekindor
Sahne ve Ses Tasarımı: Hira Tekindor
Işık Tasarımı: Yakup Çartık
Yapım Koordinatörleri: Selin Tekman, Okan Eken
Çocuk Oyuncu Koçu: İbrahim İris
Psikolog: Ceren Kaymaz
Sahne Dövüşü Koreografı: Gürhan Elmalıoğlu
Oynayanlar: Defne Kayalar, Abdullah Burak Kaya, Ayaz Çoban, Ayaz Gülşen, Tarık Sarıyar
9 yaşındaki Jasper ve 12 yaşındaki Leon, tanıdığınız çoğu ağabey-kardeş gibidir. Kavga ederler. Gülerler. Oyunlar oynarlar. Yatak odaları onların kalesidir: akvaryumdaki balıklarına ev sahipliğI yapan, Herkül (oyuncak ayıları) tarafından korunan, kovboy düelloları ve kılıç savaşları arenası olan bir yerdir. Ama bugün evde tuhaf bir durum var. Odalarının kapısı kilitli. Ebeveynlerinin salondaki bağırış çağırış sesleri giderek artıyor. Ve önümüzdeki bir saat içinde, bu iki masum çocuğun farkında bile olmadıkları ikonikleşmiş kaderleri, onları tüm zamanların en trajik kardeşleri olarak mitolojiye sokacak.
Tamamen Medea’nın küçük oğullarının perspektifinden anlatılan, bu uluslararası alanda klasikleşmiş Antik Yunan tragedyasının Avustralyalı yazarlar Kate Mulvany ve Anne-Louise Sarks tarafından yazılan versiyonu, seyirciye daha önce hiç görmedikleri yepyeni bir bakış açışısı sunuyor.
+12
Tarihin Dönüm Noktası: 18 Mart Çanakkale
Söyleşi
B Salonu
Kadıköy Belediyesi
Çanakkale uzmanı Gürsel Göncü’nün çok özel bilgi ve belgeleriyle ilk kez…
+12
Ücretsiz
Basit Bir Öykü
Sinema
Onat Kutlar Sinema Salonu
“Basit Bir Öykü” (Une histoire simple)
Yönetmen: Claude Sautet
Senaryo: Jean-Loup Dabadie, Claude Sautet
Oyuncular: Romy Schneider, Bruno Cremer, Claude Brasseur
Fransa, Batı Almanya / 1978 / Renkli
Dil: Fransızca / Türkçe Altyazılı
Süre: 108 dk.
Claude Sautet’nin favori aktrisi Romy Schneider’e 40. yaş hediyesi olarak yazdığı Basit Bir Öykü, sinemanın en özel yönetmen-oyuncu işbirliklerinden biri.
Romy Schneider’in tüm benliği ile sahiplendiği Marie karakterinde kusursuz bir performans sergilediği Basit Bir Öykü, gündelik hayatın detaylarını beyaz perdeye eşine az rastlanır bir ustalıkla aktaran Claude Sautet’nin sinemasının karakteristik özellikleriyle sahne sahne içinize işleyen bir film. Marie’nin hikâyesini izlerken yönetmenin diğer filmlerinden aşina olduğumuz, iş ve ev arasında duraklayıp bir nefes alınan kafe ve bistro gibi mekânlarda dertleşip sohbet eden karakterler üzerinden de günlük hayatın koşuşturması sırasında yaşanılan sayısız duruma ve duyguya tanıklık ediyoruz.
Basit Bir Öykü, yapımının üzerinden neredeyse 50 yıl geçmesine rağmen içinde yaşadığımız dönemin şartları düşünüldüğünde hâlâ geçerliliğini koruyan kürtaj, kadının kendi bedeni üzerindeki hakkı, işsizlik kaygısı, depresyon, toplum baskısı gibi temaları duru bir yaklaşımla ele alırken ilişkilere, aileye ve kadının toplumsal konumuna dair zamanının çok ilerisinde önermelerde bulunmaktan da geri durmuyor.
“Yabancı Dilde En İyi Film” Oscar ödülüne aday gösterilen ve Romy Schneider’e de Fransa’nın Oscar’ı kabul edilen César ödüllerinde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü ikinci kez kazandıran Basit Bir Öykü beyaz perdede eşine az rastlayacağınız rafine bir seyirlik sunuyor.
*Fransız Kültür Merkezi’ne katkılarından ötürü teşekkür ederiz.
Etik Alkol
Tiyatro
A Salonu
Bu Tiyatro
Yazan, Yöneten ve Oynayan: Barbaros Uzunöner
Özenle seçilen kelimeler ile başlayan sohbet, “Dur öpücem!”, “Gel sarılıcam!”lara dönüşüyorsa orada araştırılacak bir şey vardır. Araştırdık, bu alkol vücuda girdiğinde insana ne yapıyor da “Dün ile ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum” dedirtebiliyor. Nasıl oluyor da Ömer Hayyam’a kendisi ile ilgili övgüler yazdırabiliyor, Neyzen Tevfik’i komik hikayelerin içine itiyor, Can Yücel’e arkadaşlık ediyor? Aziz Nesin, Cemal Süreya, Edip Cansever, Orhan Veli, Özdemir Asaf, Rıfat Ilgaz, Sabahattin Ali hepsi bu oyun için bir sofrada buluşup anlatıyorlar anlatacaklarını. Aydın Boysan da yalnız bırakmıyor onları, birinin “nasıl içilmesi gerektiğini” anlatması gerekiyor tabii. Bu masada siz de yerinizi alın.
+13
Veda
Tiyatro
Büyük Salon
Tiyatrokare
Yazan: Ayşe Kulin
Uyarlayan ve Yöneten: Nedim Saban
Dekor ve Kostüm Tasarımı: Eylül Gürcan
Işık Tasarımı: Ayşe Sedef Ayter
Görüntü Tasarımı: Necati Demircan
Oynayanlar: Nevra Serezli, Leyla Feray, Aziz Sarvan, Fatih Gülnar, Meral Asiltürk, Zeynep Sevi Yılmaz, Alişan Özkan, Gizemnur Topaloğlu, Gizem Çayhanoğlu
Ayşe Kulin’in sevilen romanı Veda, Nedim Saban imzasıyla tiyatro sahnesinde!
Milli mücadele yıllarında İstanbul’daki bir konakta yaşanan acı tatlı olayları anlatan oyun, gerçek hayatta yaşanmış olaylar üzerine kurulu.
Oyunda usta tiyatro sanatçısı Nevra Serezli alışılmamış bir deli saraylı kompozisyonuyla, genç oyuncu Leyla Feray da yasak bir aşkın kahramanı olarak öne çıkıyor.
“Her veda bir başlangıçtır” diyerek yola çıkılan Veda, sancılı bir tarihsel döngü hikayesi, umut dolu bir insanlık öyküsü…
+8
Ulusal Müziğimiz – Çanakkale Destanı
Konser
İstanbul Devlet Opera ve Balesi
Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünde, milletimizin bağımsızlık mücadelesindeki dönüm noktalarından birini anmak ve bu büyük kahramanlık destanını ve kahramanlarını onurlandırmak için düzenlediğimiz Çanakkale Destanı, 18 Mart akşamı Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda gerçekleşiyor.
Kahramanlık, fedakarlık ve vatan sevgisiyle dolu bu özel konserde, Çanakkale Savaşı’nın ruhunu yansıtan eserler seslendirilerek, tarihe tanıklık eden notalarla sanatseverlere duygusal bir yolculuk sunuyoruz.
Kadınlık Bizde Kalsın – Sevme Beni
Tiyatro
Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi
Yasemin Yalçın Tiyatrosu
Yazan: Yılmaz Erdoğan
Yöneten: Özer Arslan
Müzikler: Çiğdem Erken
Dans ve Koreografi: Eylül İlbey
Dekor Tasarımı: Batuhan Bozcaada
Dekor Uygulama: Sırrı Topraktepe
Kostüm Uygulama: Tümay Tüzüner
Işık ve Ses Kumanda: Mustafa Yavuz
Oyun Asistanı: Büşra Öztürk
Oynayanlar: Yasemin Yalçın, İlyas İlbey, Eylül İlbey, Cenk Tunalı, Sertaç Akkaya, Deniz İnanç, Yasemin Çıtak, Y. Sevgi Koysal
İlk kez 1993 yılında Yılmaz Erdoğan tarafından yazılan ve rekor düzeyde seyirci sayısına ulaşan “Kadınlık Bizde Kalsın”, uzun yıllar kadınların sesi olmaya devam etti. 31 yıl sonra Yılmaz Erdoğan tarafından yeniden yazılan oyun “Kadınlık Bizde Kalsın / Sevme Beni” adıyla tekrar sahnelere dönüyor.
Geçen yıllar kadın cinayetlerinin, kadına karşı şiddettin, tacizin, istismarın önüne geçemedi. Daha özgür, daha eşit yarınlar ümidiyle Yasemin Yalçın tekrar seyirciyle buluşuyor.
“Yani sen iyi bir çocuğa benziyorsun… Ama hepiniz bir ara iyi bir çocuktunuz, en azından iyi bir çocuğa benziyordunuz. Biz kadınlar… artık hiçbirinizin bizi sevmesini istemiyoruz… Siz insan gibi sevmeyi öğreninceye kadar…”
+12
Medea
Tiyatro
Alan Sahne
Dor Production / Medea
Euripides’in oyunundan
Yazanlar: Kate Mulvany, Anne-Louise Sarks
Yöneten: Hira Tekindor
Sahne ve Ses Tasarımı: Hira Tekindor
Işık Tasarımı: Yakup Çartık
Yapım Koordinatörleri: Selin Tekman, Okan Eken
Çocuk Oyuncu Koçu: İbrahim İris
Psikolog: Ceren Kaymaz
Sahne Dövüşü Koreografı: Gürhan Elmalıoğlu
Oynayanlar: Defne Kayalar, Abdullah Burak Kaya, Ayaz Çoban, Ayaz Gülşen, Tarık Sarıyar
9 yaşındaki Jasper ve 12 yaşındaki Leon, tanıdığınız çoğu ağabey-kardeş gibidir. Kavga ederler. Gülerler. Oyunlar oynarlar. Yatak odaları onların kalesidir: akvaryumdaki balıklarına ev sahipliğI yapan, Herkül (oyuncak ayıları) tarafından korunan, kovboy düelloları ve kılıç savaşları arenası olan bir yerdir. Ama bugün evde tuhaf bir durum var. Odalarının kapısı kilitli. Ebeveynlerinin salondaki bağırış çağırış sesleri giderek artıyor. Ve önümüzdeki bir saat içinde, bu iki masum çocuğun farkında bile olmadıkları ikonikleşmiş kaderleri, onları tüm zamanların en trajik kardeşleri olarak mitolojiye sokacak.
Tamamen Medea’nın küçük oğullarının perspektifinden anlatılan, bu uluslararası alanda klasikleşmiş Antik Yunan tragedyasının Avustralyalı yazarlar Kate Mulvany ve Anne-Louise Sarks tarafından yazılan versiyonu, seyirciye daha önce hiç görmedikleri yepyeni bir bakış açışısı sunuyor.
+12
Bosphorus Trio
Konser
Kadıköy Belediyesi
Özgecan Günöz (keman), Çağlayan Çetin (viyolonsel), Özgür Ünaldı (piyano)
“Önce biz” parolasıyla Türk bestecilerin eserlerini ortaya çıkartmayı, özgün klasik repertuvar yorumlarıyla da dinleyicilere ilham vermeyi, yorumlarıyla iz bırakmayı, kayıt projeleriyle ise repertuvarlarını ölümsüzleştirmeyi ilkeleri olarak belirleyen Bosphorus Trio, AK Müzik etiketiyle dijital mecralarda yayımlanan yeni albümü “D’light” ile Süreyya Operası’nın büyüleyici atmosferinde seyirci ile buluşuyor.
Programda albümden seçme parçaların yanı sıra Anton Arensky Piano Trio No. 1 ve değerli bestecimiz Fazıl Say’ın Space Jump adlı eseri yer almaktadır.
Program:
A. Arensky – Piyanolu Trio No. 1, Op. 32
F. Say – “Space Jump”, Op. 46
D. Şostakoviç – Prelüd, Vals “İki Keman ve Piyano için 5 Parça”dan
A. Dvořák – Slav Dansları No. 2 Op. 47
J. Massenet – Élégie
A. Piazzolla – Vuelvo al Sur
Hammamizade İsmail Dede Efendi – Yine Bir Gülnihal
7 yaşından küçük izleyicilerimiz çocuk temsilleri dışındaki temsillere alınmamaktadır.
Eraserhead
Sinema
Onat Kutlar Sinema Salonu
“Eraserhead”
Yönetmen: David Lynch
Senaryo: David Lynch
Oyuncular: Jack Nance, Charlotte Stewart, Jeanne Bates, Judith Anna Roberts, Laurel Near, Jack Fisk
ABD / 1977 / Siyah Beyaz
Dil: İngilizce / Türkçe Altyazılı
Süre: 89 dk.
Usta yönetmen David Lynch tarafından yazılan ve yönetilen Eraserhead, Lynch’in birkaç kısa filmden sonra yaptığı ilk uzun metraj filmidir. Gelmiş geçmiş en özgün filmler arasında yer alan film, Frederick Elms’in usta görüntü yönetimiyle, insanın karanlık dünyasına dalar. Başrollerinde olağanüstü performansıyla Jack Nance, Charlotte Stewart, Jeanne Bates, Judith Anna Roberts, Laurel Near ve Jack Fisk’in yer aldığı filmin öyküsü, “çamura batmış”, karanlık bir dünyada iyice kendisine yabancılaşmış bir adam olan Henry Spencer’ın, birlikte olduğu Mary’nin hamile olduğunu öğrenmesi ile başlar. Kısa bir süre sonra Mary, fiziksel olarak insana benzemeyen bir yaratık doğurur. Zamanla bebek, Spencer’ın korkularının tezahürüne dönüşür. Sürekli ağlayan bebeğin bakımı hiç kolay değildir ki bebeğin şokunu atlatamayan anne, onu babasına bırakarak evi terk eder. Çocukla baş başa kalan Spencer için, komşusu Mary’nin dahil olduğu sanrılarla birlikte, gerçekle hayal artık ayırt edilemez şekilde birbirine geçer.
Muhteşem siyah beyaz sinematografisi, sarsıcı görsel efektleri ve bizzat yönetmenin katıldığı ses tasarımıyla film bu acımasız dünyanın ürkütücü atmosferini ustalıkla kurar. Lynch bir röportajında bu filmde mekânı kurarken karanlık bir havası olan Philadelphia’dan etkilendiğini söyler: “Endüstriyi hissettim. Duman, ateş ve korku hissettim. Deliliği hissettim. Hissettiğim tüm bu şeyler beni etkiledi.”. Sinema yazarı Manohla Dargis’in dediği gibi “düz bir hikâyeden çok gerçeküstü bir montaj” olarak tanımlanabilecek filmi, David Lynch kitabında “en ruhani filmi” olarak niteler ve İncil’de geçen bir cümleden etkilendiğini söyler. Fakat bu cümlenin ne olduğu sorusunu kararlılıkla cevapsız bırakmıştır. Yapımı yaklaşık beş yıl süren filmde Lynch ve ses tasarımcısı Alan Splet, sadece sesler için bir yıl çalışır. Filmle özdeşleşen ve Peter Ivers tarafından film için yazılıp seslendirilen “In Heaven” şarkısının sözleri de Lynch’e aittir.
Eraserhead, neredeyse her karesi ve detayıyla bilinçaltımızı deşer. Annelik ve babalık güzellemesinden ve aile kurumuna övgüden geçilmeyen bir dünyada bu deneyime dair rahatsız edici sorular sorduran sarsıcı bir film olarak yönetmene özgü benzersiz anlatımı ile sinema tarihimizin en tartışmalı kült filmlerinden biri olur.
*16 yaş üstü seyirciye uygundur. Şiddet ve tetikleyici unsurlar içerir.
Hayal Satıcısı
Tiyatro
A Salonu
Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu
Yazan: Zehra İpşiroğlu
Yöneten: Berfin Zenderlioğlu
Dramaturji: Berfin Zenderlioğlu, Berna Laçin
Müzik ve Efekt: Burçak Çöllü
Dekor Tasarımı: Serkan Kavurt
Işık Tasarımı: Alev Topal
Afiş: Dilek Seferoğlu
Kostüm: Çolpan Butik Tasarım
Oyun Fotoğrafları: Dilan Bozyel
Reji Asistanı: Mia Elif Öcal
Oynayan: Berna Laçin
Bir fal kahvesi, iki yaşam arasına sıkışıp kalmış bir kadın, gelenler-gidenler, içinde bulunduğu cendereden çıkamayanlar…
Hayal Satıcısı, gerçek bir yaşam hikâyesinden yola çıkarak kadınlığın ezberlenmiş söylemlerine ayna tutar. Hapsoldukları bu dünyadan çıkışı engelleyen görme biçimini, özellikle de eril dili ve yarattığı körlüğü sorgulatma çabasındadır.
Oyunda da söylendiği gibi; “Erkek dediğin katil olur olmasına ama kurban olamaz asla”…
+12
BKM Mutfak Deplasman Stand Up
Gösteri
Tiyatro Salonu
BKM Mutfak
Oktay Kaya, Doğan Tunçel, Musti Kusti, Yoshi Enomoto, Barış Balkır
Şehrin en iyi komedyenlerinin 15’er dakika sahne aldığı bu stand up gösterisi, 10 yıldır devam ediyor. Bu defa BKM Mutfak Comedy Club komedyenleri Barış Manço Kültür Merkezi’nde!
Yaşarken fark etmediklerinizi seyrederken fark edecek ve çok güleceksiniz.
+18
Leyla İle Mecnun Değil
Tiyatro
Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi
Tiyatro Bal Porsuğu
Yazan: Bülent Emrah Parlak
Yöneten: Murat Eken
Oynayanlar: Bülent Emrah Parlak ve Elit Andaç Çam
Charlie Chaplin “Komedi yapmak için tek ihtiyacım olan bir park, bir polis ve hoş bir kız” demiştir. Her zaman aklımın bir tarafında mıh gibi tuttum bu sözü; ve zaman ve hayat ve değişimin kaçınılmaz hızı Chaplin’in komedi yapma ihtiyacını günümüze yine en kışkırtıcı şekliyle taşıyor. Bir park, bir polis, hoş bir kız; zaman ve dahi mekana göre “HERKES” oluyor. Ben oluyor, sen oluyor, o oluyor. Chaplin’in parkı, polisi ve hoş kızı her şeydir, herkestir artık, tıpkı Chaplin’in “HERKES” olması gibi…
Leyla İle Mecnun Değil bizim komedi yapmak için “HERKES”lerimizdir.
Kadın ile adam boşanmak üzerelerdir. Yaklaşık altı aydır evleri ayırmışlar, birbirlerinden uzaklaşmak, bitmiş bir aşktan kaçmakla, yeniden ateşlenmekten korkmak arasında gel-gitler ve kör olası alışkanlığın boyunduruğu ile cebelleşmektedirler. Boşanmalarına iki gün kala en sevdikleri, en çok görüştükleri, aşklarına tanıklık etmiş hatta nikah şahitliklerini yapmış İskender abileri ölüverir. Kadın ile adam gömeceklerdir İskender abilerini; tam da boşanma davasından bir gün önce.
Cenaze ve merasim silsilesi içinde geçen oyunumuzda, kadın ve adamı ilişkilerini sorgularken, bazen didişirken, bazen de gülüşürken izleriz. Sevginin içinde öfke, hüznün içinde gülümseme, hızın içinde durgunluk. İnsanlık tüm azgınlığı ve doyumsuzluğuyla tüketirken dünyayı, kadın ve adamlar tükenmeyecekler mi? Çok iyi anlaşmak bile zarar mı verecek? Beraber çok çok ama çok eğlenmek bile tüketecek mi? Tükenmek, yeniden yaratılmak belki de. Bir cenaze üzerinden, boşanan iki çiftin herkes gibi olduğu, küresel erkek-kadın dertlerinin dünyanın dertleriyle örtüştüğü, yaşamı ve ölümü tekleştiren oyunumuzla seyircimizle birlikte çok eğleneceğiz.
+13
Kadıköy Cumhuriyet Roman Ve Öykü Günleri Açılışı
Söyleşi
Konferans Salonu
Kadıköy Cumhuriyet Roman ve Öykü Günleri
Onur Konuğu: Zeynep Oral
Konuşmacı: Işık Kansu
20-23 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Kadıköy Cumhuriyet Roman ve Öykü Günleri başlıyor. Zeynep Oral’ın onur konuğu olduğu etkinlikte, açılış konuşmalarının ardından plaket takdimi yapılacak.
Ücretsiz
Edebiyatın Cesur Yüzü
Söyleşi
Konferans Salonu
Kadıköy Cumhuriyet Roman ve Öykü Günleri
Konuşmacılar: Zeynep Oral, Ayşe Kulin
Roman ve Öykü Günleri’nin ilk etkinliği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün anlam ve önemine atıfla, edebiyatın kadın yüzünün ele alınacağı bir söyleşi olacak.
Edebiyatımızın iki değerli ismi Zeynep Oral ve Ayşe Kulin, bu oturumun konuşmacıları olarak bizlerle birlikte olacaklar.
Ücretsiz
Roman Kahramanı Olarak Kadın
Söyleşi
Konferans Salonu
Kadıköy Cumhuriyet Roman ve Öykü Günleri
Konuşmacılar: Asuman Kafaoğlu Büke, Belgin Bıyıkoğlu
Roman ve Öykü Günleri’nin ikinci etkinliği “Roman Kahramanı Olarak Kadın” söyleşisinde, konuklarımız yazın dünyasında kadın karakterler üzerinden edebiyatımıza yeni bir bakış sunacaklar.
Ücretsiz
Bir Şölendir Opera: Sihirli Flüt (Mozart)
Diğerleri
Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası
Anlatan: Suat Arıkan
Opera sanatındaki 50 yıllık deneyimiyle Suat Arıkan; Wolfgang Amadeus Mozart’ın gizemli, semboller ve alegorilerle dolu, insana dair çok şey anlattığı Zauberflöte (Sihirli Flüt) operasının sırlarını, dünya sahnelerinden en başarılı örneklerinden bir seçkiyle açığa çıkarıyor. Gelin, Sihirli Flüt’ün içine gizlenmiş sırları birlikte keşfedelim.
Librettosunu Emanuel Schikaneder’in yazdığı Sihirli Flüt, Mozart tarafından 1791 yılında bestelenmiş ve her zaman opera repertuvarının en sevilen eserlerden biri olarak yerini korumuştur.
Orijinal dili Almanca olan eserde Gece Kraliçesi’nin kızı Pamina’yı kötü büyücü Sarastro’nun elinden kurtarmaya giden prens Tamino, yolculuğu sırasında aslında kimin iyi, kimin kötü taraf olduğunu daha iyi anlayacaktır. Erdemli Sarastro, Pamina’ya layık bir damat olması için Tamino ve yol arkadaşı Papageno’yu belli sınavlara tabi tutacaktır. Gece Kraliçesi ise Sarastro’dan intikamını almak için her yolu denemektedir.
Giriş ücretsizdir.
Yerler numarasız ve sınırlıdır. Kapılar 17.30’da açılır.
Nosferatu: Bir Dehşet Senfonisi
Sinema
Onat Kutlar Sinema Salonu
“Nosferatu: Bir Dehşet Senfonisi” (Nosferatu, eine Symphonie des Grauens)
Yönetmen: F.W. Murnau
Senaryo: Bram Stoker, Henrik Galeen
Oyuncular: Max Schreck, Alexander Granachi Gustav von Wangenheim, Greta Schröder
Almanya / 1922 / Siyah Beyaz
Dil: Sessiz / Almanca Arayazılı / Türkçe Altyazılı / Canlı Müzikli
Süre: 94 dk.
1838’de Wisborg’da, emlakçı Herr Knock, çalışanı Thomas Hutter’ı ev almak isteyen müşterisi Kont Orlok’la ilgilenmesi için Transilvanya’ya gönderir. Yollara düşen Hutter, mola verdiği handaki yerlilerin Orlok’un adından bile ürkmesine anlam veremez. Orlok’un Karpat Dağları’ndaki kalesinde bizzat kont tarafından karşılandığında da hiçbir şeyden şüphelenmez. Ne var ki akşam yemeği sırasında yanlışlıkla parmağını kestiğinde kontun saklayamadığı hevesi ve sabah uyandığında boynunda gördüğü ısırık izleri, yerlilerin korkmakta haksız olmadıklarının habercisidir. Wisborg’daki yeni evine doğru denize açılan kont, beraberinde ölüm ve kasvet getirse de karşısında Hutter’ın eşi Ellen’ı bulacaktır.
Roger Ebert, filmin çığır açmasını “F.W. Murnau’nun Nosferatu’sunu (1922) izlemek, vampir filmini film daha kendini görmeye fırsat bulamadan görmek gibi” sözleriyle tanımlıyor. Bildiğimiz korku filmlerinden farklıdır, “bizi korkutmaz, bize musallat olur. Vampirlerin gölgelerin içinden fırlamalarını göstermez, ölümle beslenen kötülüğün o gölgelerde yetişebildiğini gösterir.”
Filmin bugün ziyaret edilebilecek gerçek mekânlarda çekilmiş olması, kötülüğü daha korkutucu kılar. Alman dışavurumcu dekorlarla sınırlandırılmayan kötülük, gündelik hayatın içindedir. Dönemin özel efektleri atmosferin tedirgin ediciliğini yeterince artırır.
Murnau, filme kaynak eser Bram Stoker’ın Drakula’sı için telif ödememe umuduyla filmin ve karakterlerin adını değiştirmişse de amacına ulaşamamış ve filmin bulunabilen tüm kopyaları imha edilmiştir. Bugün Drakula’nın ölümsüzlüğünü büyük ölçüde Nosferatu’ya borçlu olması tarihin bir cilvesidir.
*Filme müzikleriyle Şevket Akıncı ve Cansun Küçüktürk eşlik edecektir. Müzik danışmanımız Okan Kaya’ya teşekkür ederiz.
Kopuz Oda Orkestrası
Konser
A Salonu
Kopuz Oda Orkestrası
Solistler: Anıl Çelik (klarnet), Ali Aras Özcan (viyolonsel)
1982 yılında Prof. Fethi Kopuz ve bir grup amatör müzisyenin elbirliği ile kurulmuş olan Kopuz Oda Orkestrası, çeşitli meslek gruplarından bireylerle müzik öğrencilerinden oluşan amatör bir topluluktur.
Günümüzde, Saint Joseph Lisesi’nin desteğinde çalışmalarını sürdüren topluluğun, Türkiye’de çok sesli müziği sevdirmek, yaygınlaştırmak ve her yaştan soliste orkestra ile çalma olanağı sunmak amaçları arasındadır. Bu bağlamda davet aldığı üniversitelerde, okullarda, kültür merkezlerinde ve benzer yerlerde konserler vermektedir.
Program:
G. F. Handel – Op.6nr.2 Fa Majör Konçerto Grosso
C. Stamitz – Nr.4 Si Bemol Majör Klarnet Konçertosu
J. Haydn – Do Majör Viyolonsel Konçertosu
+7
Ücretsiz
Uykusuz Bir Rüya, Salim
Tiyatro
Alan Sahne
Tiyatro D22
Yazan: Berkay Ateş
Yöneten: Yiğit Sertdemir
Hareket Tasarımı: Özge Midilli
Müzik, Ses ve Efekt Tasarım: Emrah Can Yaylı
Proje Tasarım: Başak Özdoğan
Sahne Tasarım: Bilen Bilmem, İsmail Sağır
Reji Asistanı: Burhan Akaray
Oynayan: Berkay Ateş
Salim, Adana’da ailesi ile yaşarken, İstanbul’a amcasının yanına gönderilir. Amcasının kebapçı dükkânında çalışırken, şahit oldukları onu geri dönüşü olmayan bir yola sürükler. Çocukluğundan bu yana en çok bildiği duygu olan çaresizlikle tekrar baş başa kalan Salim’e kaderi bir oyun daha oynamıştır. Salim de izleyiciye sorar: Keşke mi daha zordur kader mi?
+12