Kadının Hayat Enerjisi AKM’de
Written by Ece Çokal on 23 Mart 2022
Çağatay Bayraktar / Kadın olmayan bir hayatın imkansızlığına vurgu yapan ‘Sonsuz Enerji, Mitokondriyal Havva sergisi AKM Galeri’de sanatseverler ile buluştu. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde açılan sergi insan kökeninin kadından geldiğine bilimsel gerçekliği de dahil ederek enerji işlevinden sorumlu, canlılık esasını sağlayan mitokondrinin anneden gelen bir organel olduğuna dikkat çekerek ortaya koyuyor. Farklı kesimlerden kadınların yaşadıkları fiziksel ve psikolojik şiddete karşı kadının yaşamdaki her alanda merkeze alınması gerektiğini ortaya koyan serginin küratörü Hülya Yazıcı sergi temasının kadının yaşam enerjisinin sürekliliğiyle ilgili olduğunu söylüyor. AKM’deki sergi Hülya Yazıcı’nın Kadınlar Günü teması ile küratörlüğünü yaptığı ilk sergi değil. 2018’de Taksim Maksem’inde düzenlenen “Hal-Beden-Zihin” ve 2021’de Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde gerçekleşen “Bir İh(ti)mal Daha Var” sergi ve söyleşi dizisi kadın cinayetlerine karşı sanatsal bir duruş niteliğindeydi. Daha önce sadece kadın sanatçılardan oluşan iki serginin aksine “Sonsuz Enerji Mitokondriyal Havva” sergisinde erkek sanatçılar da yer alıyor. 27 Mart’a kadar sürece sergi ile ilgili serginin küratörü Hülya Yazıcı ile Radyo Gedik için konuştuk.
Sergi Kadınlar Günü’nde sanatseverlerle buluştu. Kadını ve kadın olmayı sergi hangi açılardan ele alıyor?
Kadınlar Günü vesilesiyle hazırladığım bu sergi küratörlüğünü yaptığım üçüncü sergi oluyor. Birincisi, 2018 yılında Maksem’de yaptığımız uluslararası kadın sanatçılar sergisi “Hal- Beden- Zihin” sergisiydi. Geniş bir coğrafyadan kadın sanatçılarla bu sergiyi ve kadın sorunlarının ele alındığı bir de söyleşiyi gerçekleştirmiştik. İkinci olarak 2021 yılında Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde yine uluslararası “Bir ih(ti)mal daha var” sergi ve söyleşisini gerçekleştirdik. Bu sergi kadın cinayetlerine bir farkındalık sergisiydi, içimizdeki çığlığı görselleştirmeye çalışmıştık. Bu yıl yaptığımız sergiyi erkek sanatçılarla birlikte yapma kararı aldık. Sergiyi Mehtap Özdemir ile hazırladık. Tema sanatçı arkadaşlarımız için dikkat çekiciydi ve kadınlar açısından çok pozitif bir farkındalık oluşturacağını düşündük, böyle de oldu. Temamız, yalnızca anneden kız ve erkek çocuklarına hücre içindeki mitokondri organelleriyle taşınan yaşam enerjisinin sürekliliğiyle ilgili pozitif bir tema.
Sergi, farklı tekniklerden ve farklı nesillerden sanatçıları ağırlıyor. Sergi için özel üretim eserler var mı? Daha önce var olan eserleri hangi kriterlere göre seçtiniz?
Eserlerin hemen hemen hepsi bu sergi için ve bu tema çerçevesinde üretildi. Multidisipliner çalışmalar yapıldı. Resim, heykel, interaktif işler, enstalasyonlar ve dijital bir çalışmamız sergilendi. Sanatçılar arasındaki teknik farklılıklar yaşlarıyla orantılı değil çünkü hepsi çağdaş üretimler yapıyorlar ve düşünce yapıları birbirine çok yakın.
“Sonsuz enerji” kavramının kadınlara has bir adlandırma olarak kullandığınızı tahmin ediyorum. Bu enerjinin kaynağında neler var?
Evet, bu tamamen kadına ve dolayısıyla kadının sembolleşen adı Havva annemize bir gönderme. Yalnızca anneden kız ve erkek çocuklarına hücre içindeki mitokondrilerle taşınan hayat enerjisinin sürekliliği söz konusu. Bu çok pozitif ve kadını, yani anneyi, hayatın içinde çok önemli bir yerde konumlandırmamız gerektiğine vurgu yapıyor.
Ecem Dilan Köse gibi dijital sanat üretimleri yapan sanatçılar da sergide yer alıyor. Sizce yeni dönemde video art ve dijital sanatın yeri ne olacak?
Evet, dijital sanat her geçen gün etkisini artırarak sanat alanındaki yerini genişletiyor. Bu bir taraftan çağın bir gerekliliği olarak kaçınılmaz, çünkü sanat artık küresel dolaşıma ve hızlı bir görsel etkiye sahip. Bizim ülkemizde de çok sayıda dijital sanatçı var. Ecem Dilan Köse bu alanda önemli bir sanatçı, bu sergideki işi de çok başarılı bir çalışma. Günümüzde artık galeriler de dijital satış siteleri olarak, özellikle pandemi şartlarıyla birlikte dijital alanda varlıklarını sürdürmeye başladılar, bu bir gereklilik elbette, fakat sanal galeriler ve dijital sanat yalnızca sanatın gelişen bir alanını, yeniliği, değişimi temsil ediyor. Diğer taraftan nesnel olarak da sanat eserleri sürdürülmeye devam edecektir elbette.
Bir küratör olarak sizin de eseriniz sergide yer alıyor. Eserinizden bahseder misiniz?
Küratörlükten önce ben ressamım, küratörlük bir ihtiyaçtan ortaya çıkan ve kendiliğinden gelişen sorumluluk isteyen ayrı bir konu. Sergi düzenlemekten öte bir iş, sanatçıları tanımayı sanatın serüvenini ve felsefesini bilmeyi, sergi tasarlamayı ve farklı işlerden bir bütünlük, konsept oluşturmayı gerektiriyor. Bu zamanla gelişen bir durum. Çalışmama gelince uzun zamandır perde kavramıyla ilgili çalışmalar yapıyorum. Bu konuda bana öğretici, yol gösterici olan şey, varlık, ipek böceği. Bu sergi için ürettiğim resmim “Sonsuz Enerji”. Bu resim diğerleri gibi kumaş ve plastikleştirici malzemelerden oluşuyor ve yüzeyde kullandığım altın rengi yaldız kutsal enerjiyi betimliyor.
Sergi 27 Mart’a kadar AKM Galeri’de gezilebilir.