Özlemle Hatırladığımız 10 Yıl
Written by abayraktar on 11 Ağustos 2022
Sanayinin her dalı birçok hammaddenin işlenerek birleştirildiği ve bir ürünün meydana getirildiği bir süreç. Kaynak ise teknolojinin imkanlarıyla bu hammaddelerin bir araya gelmesini sağlayan etkenlerden biri. Bir araya getiren ve dönüştüren kaynağı, eğitim ve sanat ile birleştiren Gedik Holding‘in kurucusu Halil Kaya Gedik’i özlemle hatırlıyoruz.
Halil Kaya Gedik, henüz 10 yıllık olan genç cumhuriyetin içinde imkansızlıkların fazla olduğu bir dünyaya merhaba dediğinde kaynağın abcsi bilinmiyor, yurt dışındaki uzmanlar yeni mühendisler yetiştirmek için Türkiye’ye geliyordu. İşte bu yoğun kalkınma hamlelerinin içinde o yıllarda Kütahya’ya bağlı bir ilçe olan Uşak’ta, kendini geliştirme çabası içinde 1945’te Uşak Sanat Okulu Torna Tesviye Bölümü’ne kaydoldu. Bugünkü endüstri meslek liselerinin atası sayılabilecek sanat okulları memleketin her köşesinde üretim için nitelikli çalışan sayısını artırmayı hedefliyordu. Adı üzerinde üretime dair her konunun “sanat” olarak adlandırıldığı bu eğitim yuvaları aynı zamanda bir üretim tesisiydi.
Edebiyat ve Ders İç İçe
Burada kendini geliştiren Halil Kaya Gedik, üretime ve eğitime olan sonsuz inancı ışığında İstanbul’a Yıldız Teknik Okulu Makine Teknikerliği Bölümü’nde okumaya başladı. Yıl 1951, Uşak’tan İstanbul’a uçağı bırakın kara yoluyla ulaşmak bile zahmetli. Bir kara trenin içinde parlak bir gelecek için İstanbul’a geldiğinde sadece teknik konularla ilgilenmedi. Beyazıt’ta Sahaflar Çarşısı’nda Yaşar Kemal’i, Orhan Veli’yi, Orhan Kemal’i ve Sait Faik’i arkadaş edindi. Kendisi gibi halkın içinden yazarları edebiyat belleğine kazıdı.
İstikamet Almanya
Döneminin en iyi yüksek okulundan da mezun olmak yetmedi Almanya’da mühendislik okumaya gitti. Günümüzün iletişim imkanları içinde bile sınırlı bilgiye sahip olunan bir sistemin içinde hem makine hem de kaynak mühendisliği diplomasını hak etti. MAN firması ile bu sayede staj kazandı. Sunulan imkanlara ve refaha rağmen Uşak’a ve ülkesine vefa borcunu ödemek için Türkiye’ye döndü. Ülkenin diplomalı ikinci kaynak mühendisi olarak, bilinmeyen bu alanda çalışmalarını sürdürdü. Eskişehir’de TCDD bünyesinde Tülomsaş fabrikasında mühendis olarak çalışmalar başladı. Günümüzde özlemle anılan ve “keşke devam etseydi” dediğimiz Devrim otomobilinin biricik kaynak mühendisi ise Halil Kaya Gedik’ti. 28 Ekim akşamı; 23 mühendis, geceyi gündüze toplu iğnenin bile ithal edildiği bir ülkede 129 günlük bir çabanın sonunda üç adet Devrim otomobilini yoktan var ettiler.
Eğitimi Her Zaman Destekledi
Üretime ve çalışmaya olan inancıyla sadece üretime değil, insanlığa da değer verdi. Memleketi Uşak’a meslek lisesi ve üniversite binasının inşa edilmesi bunun önemli örneklerinden. Bu yıl 12. yaşını kutlayan İstanbul Gedik Üniversitesi ise kaynak mühendisliği alanında eğitim veren sayılı üniversitelerinden birisi. Bugün Gedik Holding’in temelinde olan “birleştirir, hayat için” sözünü Halil Kaya Gedik, yaşamının her alanında uyguladı. Yaptığı çalışmalarla sanayi ile eğitimi, bilgiyi, teknolojiyi ve sanatı birleştirdi. Tüm bu çalışmalara rağmen kendisine “Uşaklı Bahçıvan Halil” demesi ise yaşamında tevazunun yerini gösteriyor. Halil Kaya Gedik 10 yıl önce aramızdan ayrılsa da bugün Gedik Holding‘in bahçesindeki güllerde, Eskişehir’de sergilenen Devrim otomobilinde, bugün restore edilen Uşak Sanat Okulu’nun dersliklerinde ve üniversitenin laboratuvarlarında hep yaşayacak.
Halil Kaya Gedik’in yaşamını anlatan Nurten Yalçın Erüs’ün Türk Sanayiinin Birleştiren Gücü: Halil Kaya Gedik kitabını sesli kitap formatında dinleyebilirsiniz: