Yarının Mutlu Bireyleri için Çocuklukta Güvenli Bağlanma Şart
Written by Radyo Gedik on 15 Eylül 2023
Her ebeveyn bebeğin gelecekte sağlıklı, başarılı ve özgüvenli bir birey olması hayal eder. Bunun için yapılacakların en başında ise ebeveynlerin bebek ile güvenli bağ kurması geliyor. Anne ve bebek arasındaki ilişki, bu bağın temelini oluşturur. Bu güvenli bağ, bebeğinizin gelecekteki gelişimini doğrudan etkiliyor. Bebeğinizle kurduğunuz bu bağ, onun zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal sağlığı üzerinde büyük bir etki taşıyor. Bu bağın gücü, çocuğunuzun ileride kendi başına yetebilen bir birey olma yolunda ne kadar sağlam bir temel oluşturduğunu belirler. Güvenli bir bağ kurma süreci, yeni doğan bebeğinizle duygusal iletişim kurarak başlar. Bu değerli süreç, gelecekte birlikte geçireceğiniz mutlu yılların temellerini atmaya yönelik bir adımdır. Güvenli bağlanma, bebek ve anne arasındaki sözlü olmayan iletişim yoluyla oluşturulan duygusal bağ ve güven hissidir. Bu bağın oluşturulması, ebeveynlerin mükemmel olmalarını gerektirmez. Daha iyi bir bağlanma süreci için nasıl katkı sağlayabileceğinizi anlayarak, bebeğinizin güvenli bir bağlanma geliştirmesine ve yaşam için en sağlam temeli oluşturmasına yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca bebeğinizin ihtiyaçlarına duyarlı bir şekilde yanıt vererek, onun çığlıklarını anlama, sinyallerini anlama ve temel gereksinimlerini karşılama konusunda yardımcı olabilirsiniz.
Katı kuralları olmayan bir ebeveynlik türü
Deniz Karadeniz ile Öpünce Geçmeyen Uflar’a konuk olan İletişim, Çift Dilli Eğitim ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Uzmanı Dr. Aslıhan Tokgöz, ebeveyn ve çocuk arasında doğumdan itibaren kurulan duygusal, güvene dayalı bağ olan güvenli bağlanmanın önemini anlattı. Güvenli bağlanma kavramıyla öncelikle “sezgisel” olarak tanıştığını söyleyen Tokgöz, “Çocuk yetiştirme üzerine birçok kaynak yer alsa da her ebeveynlik yolculuğu kendine özgü, cesaret gerektiren ve bilinmeyenlerin çok olduğu bir süreç. Bu anlamda da ‘kalp yordamıyla’ yollar aramaya çalışıyoruz.”
0-7 yaş arası önem kazanıyor
Bağlanma temelli ebeveynlik üzerine çalışmalar yürüten Attachment Parenting International isimli STK’nin Türkiye kurucu direktörlüğünü de yürüten Tokgöz, “Bu oluşumla ebeveynlere farkındalık eğitimlerinin yanında, ‘Kalpten Bağlı’ isimli güvenli bağlanma temelli ebeveynlik üzerine bir kitap yayımladık. Ve artık daha çok sayıda ebeveynin yüzlerinin şefkate doğru döndüğünü de görüyorum. Sadece ebeveynler değil pediatri alanında çalışan doktorlar da kendilerini yetiştirmek adına bu kitaptan faydalanıyor. Ve kitabın içeriğine bağlı olan eğitmen eğitim programı da var. Burada da teorik bilgiden sahaya yansıyan sağlıklı bilgilerin herkese ulaşmasını hedefliyoruz” dedi.
Çocuklarda 0-7 yaş aralığının önemine vurgu yapan Tokgöz, bu dönemin bağışıklığın, duygusal dayanıklılığın ve mutlu bir birey olmanın temeli olduğunu belirtti. Gelecek yaşamında bireyin zorluklara dayanmasında ve toparlanmasında güvenli bağlanmanın önemine değinen Tokgöz, “Bilmediğimiz bir dili kullanıyoruz aslında. Şefkat dili üzerinden ödül ve ceza olmadan çocuğa yaklaşıyoruz. Çocuklara ne kadar duygusal anlamda emek verirsek, gelecek yaşantısında çocuğumuza en iyi okullara göndermekten daha iyi bir armağan sunmuş oluruz” şeklinde konuştu.
Tartışmalara rağmen onarıcı davranmak gerekiyor
Kişinin kendi değerini bilmemesinin en büyük nedeni olarak çocuklukta eksikliği yaşanan güvenli bağlanma olduğunu vurgulayan Tokgöz, “Çoğumuza yabancı olan ‘Ben kendim olarak değerliyim ve güvendeyim’ hissi bir yandan da suçluluk ve yetersizlik hissini ortaya çıkarıyor. Belli bir başarı gösterirsek anca sevgiye layık olduğumuz hissi yaygın. Güvenli bağlanma da ebeveynlerin yanında çocuğun ‘burası benim için güvenli’ demesi. Bunun için de ebeveynlerin duygularını yönetebilme yeteneğine sahip olması ve çocukla olan iletişim şekli önem kazanıyor. Sadece konuşarak değil, göz teması ve dokunuşla; günlük yaşamın içindeki rutinlere yedirerek bu iletişim sağlanabilir” diye belirtti.
Güvenli bağlanmanın yanında ebeveyn ve çocuk arasında her yaşta tartışmalar yaşanabileceğinin ekleyen Tokgöz, “Çocuk her yaşta duygu patlamaları yaşayarak kendini yüksek tondan ifade edebilir. Fakat bu da çocuğa alan açmakla ilgili. Yani çocuk kendini rahat hissettiği bir ortam sağlandığı için kendini baskılamadan içinden geçenleri söyleyebiliyor. Mutlaka duyguların tanımlanarak iletişimi onarmak için rol model olmak gerekir. Çocuklarım da bu gibi konuşmalarda ‘Anne başa sarabilir miyiz?’ diyor. Bu da onarıcı bir ritüel haline geliyor. Ergenlik dönemindeki çocuklarda bile, gelişmiş bedenlerine rağmen yapısal olarak beyinleri hala gelişme çağında. Bunları göz önünde bulundurarak, çocukların yaşadıkları pişmanlık ve telafi hissine karşı onarıcı bir şekilde yaklaşmak önem kazanıyor” dedi.
Programın tamamını buradan dinleyebilirsiniz: