Göç ve Savaşta Çocuk Psikolojisi
Written by abayraktar on 20 Nisan 2022
Sağlıkta her hafta farklı bir konunun ele alındığı ve İstanbul Gedik Üniversitesi öğrencileri tarafından hazırlanan Sağlığa Genç Bakış’ta bu hafta çocuk psikolojisinde savaş ve göç kavramlarını Dr. Öğr. Üyesi Özlem Işıl anlattı. Işıl, göç ve savaş kavramını yaşamış çocuklara gerçeklerin sakin bir şekilde söylenmesi gerektiği, duygularını ifade etmesi için fırsat verilmesi gerektiğini vurguladı.
Günümüz dünyasında savaş ve göç kavramları sadece yetişkinleri değil, çocukları da etkiliyor. Gelecekte travmatik bir etkiye yol açmaması için doğru yaklaşım öne çıkıyor. Savaş ve göç sonucunda ölümlerin yanında psikolojik etkilerin uluslararası bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini söyleyen İstanbul Gedik Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Özlem Işıl, yaşanan şiddet anlarının çocuklarda travmatik etkisi olacağını vurguladı.
Bedensel Tepkiler Oluşuyor
Işıl, “çocuklar ebeveynlerinin yüz ifadesinden siren ve bombalama seslerine kadar travmaya açık hale geliyor. Bu durum yetişkinliklerinde de çocukları olumsuz etkiliyor. Olayın olduğu saatlerde ve günlerde ebeveynden ayrılamama, ağrı ve bölgesel uyuşma gibi bedensel tepkiler ortaya çıkıyor. En hafif ses ve harekette irkilme, uykudan bağırarak uyanma gibi olumsuz etkiler meydana geliyor.”
Göç Çocukları En Kırılgan Grup
Savaşlarda çocukların şiddet mağduru olmasının yanında şiddet faili de olduğu söyleyen Işıl, “Birçok savaşta çocuk asker kullanılıyor. Bu durum aileleri göçe zorluyor. Göç ettikleri yerlerde bireyler aşırı milliyetçilik ve şiddet mağduru olabiliyor. Bu da göçmenleri aşırı politik ve milliyetçi eğilimlere itiyor. Sağlıksız beslenme ve barınma olumsuz etkiyi artırıyor. Özellikle çocuklar bu grupların en kırılgan bireylerini oluşturuyor.”
Çocuklarla İletişim Önem Kazanıyor
Savaş mağduru göçmen çocukların farklı yaş gruplarına göre tepkileri değişiyor. Işıl, “çocuklar sözel olarak kendilerini ifade edemese de büyüdükçe oynadıkları oyunlarda etkisi ortaya çıkıyor. Okul öncesi çocuklar kendilerini korunmaktan aciz ve güvensiz hissediyorlar. Ölümü yaşı gereği bilmeyen çocuklar ise kaybettikleri yakınlarının döneceklerini düşünüyorlar. İlerleyen yıllarda ölümle ilgili çelişkili düşünceler içerisinde oluyorlar. Kayıp yaşayan çocuklar ise sürekli bu konuyu konuşmak istiyor. Çocukların bu sorularına gerçekçi ve sade cevaplar vermek gerekiyor.”
Ölüm Sevimlileştirilmemeli
“Çocuklarda ortaya çıkan yas tepkisi ile hırçınlık gösteriyor. Olayı kabul etmek istemiyor. Kaybettiği yakınlarını aramak ister. Çocuktan gerçek gizlenmemeli. Ölen yakınının geri gelemeyeceği anlatılması gerekiyor. 6-7 yaşından önce çocuklar gömme merasiminden uzak tutulmalı. Ölüm sevimli ve aranacak bir şey olarak anlatılmaması önem kazanıyor. Çocuk anne ve babası yerine koyabileceği biri arıyor. Bu kişinin olması önem kazanıyor.”
Savaş Haberleri İzletilmemeli
“Göç ise çocuk için belirsiz bir geleceğe ilerlemek anlamına geliyor. Bu belirsizlik çocuğun göç ettiği ülkede devam etmemesi gerekiyor. Gerekli psikolojik yardım yapılmazsa çocuklar madde bağımlılığı, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunlarla karşılaşabiliyor. Savaşla ilgili görüntüleri çocuklara izletilmemesi önem kazanıyor.”